Meral'in Sevgi Sitesi

Giriş | İçerik | Sevgi nedir? | Şiirlerim | Hayatın İçinden | Sizin İçin | Sizin Seçtikleriniz | Resimler | Meral Kim? | Linkler | E-Karts| E-mail

Geri

Efsane 4

İleri

Bağımlılık,  iki insan arasındaki bir ilişkinin hedefi olmamalıdır...

                                                SEVGİ

 

Efsane 4

"tatmin edici bir cinsellik için teknik önemlidir" düşüncesi

(Son 15 yıl içerisinde (psikiyatrisiler, psikologlar, tıpçı ve gazeteciler gibi) pek çok yazarın isteği cinsel teknikler aracılığıyla yaşanan hazzı artırmaya yönelik bilgiyi aktarmaktı. Elbette buna karşı değilim, ama beni rahatsız eden şey, bu tür bir kitabın "sevgi" başlığını taşıyor olması; zira bu tekniklerin sevgiyle ilişkisi olmadığı gibi, özellikle de değişik ve alışılmamış teknikler sevgiyi asla artırmazlar.

Erkekler arasında yaygın olan bir yanılgı, belirli pozisyonların ve uyarma tekniklerinin beraber olunan eşi fazlasıyla tatmin etmeye yarayacağı inancıdır. Ve erkekler bu şekilde kadınların kendilerine cinsel yönden bağımlı olabileceğini düşünürler yanıldıklarını bilmeden. Bu adı geçen cinsel bağımlılık, şayet böyle bir şey mümkünse, genelde cinsel bağımlılık değil, eşin kişiliğine ve otoritesine duyulan bağlılıktır. Bu teknikler sayesinde değil, aksine tutkulu bir sevgi şeklinde otorite ve bir kanat altına girme isteğiyle ilişkili olarak ortaya çıkmakta ve bu durumda da mazoşist bir eğilim kendini göstermektedir. Cinsel bağımlılık ne ile ilgili olarak ortaya çıkarsa çıksın, önemli olan bu tür bir bağımlılığın her iki taraf içinde amaçlanan bir durum olmaması gerektiğidir; yinelemek isterim ki, bağımlılık iki insan arasındaki bir ilişkinin hedefi olmamalıdır. Zira bağımlılık, üzüntü, acı, ızdırap ve korkuyu beraberinde  getirir. Bir erkek, bir kadından kendisi için bunu amaçlarsa, ya da o kadından bunu beklerse, sonunda  hiç ummadığı kadar büyük sorunlarla karşılaşacaktır. Bağımlılık ya da teslimiyet zayıf bir kişilik için başlangıçta güçlendirici bir etki yapar, lakin kendine güven açığı iltifatlarla kapatılırsa, ilgi çabuk söner ve kurulmuş hakimiyet sıradan bir alışkanlık olarak artık sıkıcı olmaya başlar. Eğer bir kişi, özel bir teknikle bunu başaracağına inanıyorsa, yanılmaktadır ve sürekli hayal kırıklığına uğrayacaktır. Tekniklerle uğraşırken mantık işe karışır. O, bir şeyler başarmak istemektedir ve cinsellik böylece vücudun  jimnastik hareketlerini yapıyor olması derecesine indirgenir. Akıl, hırs ve düşünce duyguyu bastıracak ve tamamıyla ortadan kaldıracaktır. Burada sadece vücudun uyarılmasından bahsetmiyoruz, cinsel duygular elbette vardır. Söz konusu olan arzu, sıcaklık, sevgi, huzur, hayranlık ve saygı ile karışık hissedilen kendinden geçiş ve kendini bırakıştır. Lütfen yanlış anlaşılmasın, hazzı artırıcı sevişme tekniklerini ne  yargılıyor ne de yanlış olduğunu söylüyorum, hayır. Sadece, bu tekniklere gereğinden fazla rağbet edildiğini anlatmaya ve bunların sevgiyi oluşturacağına ve devam ettireceğine karşı duyulan inancın bir hata olabileceğine dikkat çekmek istiyorum. Birlikteliğin oluşması ve korunmasını  isteyen herkesin, bunun öncelikle tekniklere değil, sevgiye bağlı olduğunu anlayabilmelerini istiyorum.

Sevginin var olduğu bir ilişkide, cinsel uyarma değildir baş rolü oynayan, zira cinsellik, aklı ve onun öğrenilmiş programlarını kullanmadan kendiliğinden oluşur. Sevgi sayesinde ve onunla birlikte gelen istekler her durumda uygun olan tekniği de beraberinde getirir. Sevgi yaratıcıdır ve doğru anda en doğru olanı bilir zaten. Sadece akıldan ve öğrenilen bilgilerden ya da bir arkadaşla edinilmiş tecrübelerden yola çıkılarak, bunları denemek ve belirli teknikler kullanılmak istenirse, yaratıcı bir ortam gelişemez; kurallara uyularak yapılanları tekrarlamak ve kuralları denemekle yaratıcılık ortaya çıkamaz, dolayısıyla tüm cinsel yaşam ve davranış rutin, alışılmış, tekdüze ve can sıkıcı olmaktan öte gidemez. Ama sevgi ortaya çıkar, öğrenilmiş kurallar ve teknikler her ne kadar değişik ve harika da olsa unutulur ve  insan tüm duyarlılığıyla açık olarak o anda yaratıcılığıyla kendini ona bırakır   ve eşi de o anda aynı duygular içerisinde birlikte mutlu olursa güzel olan budur işte.

Bir insan ormanda elinde ormanı nasıl izlemesi gerektiğini, hangi seslere dikkat edeceğini, yosunun yumuşaklığını hissetmesi gerektiğini ve ağaç gövdelerini okşarken hangi duyguları yaşaması gerektiğini bildiren bir tarifeyle gezintiye çıkarsa, o zaman aniden bunun ne kadar gülünç ve aptalca olduğunu anlarız. Genelde orman bize bir şeyler veriyorsa, orada gezmek hoşumuza gidiyorsa ve duygularımız açıksa bir orman gezintisi yaparız aslında. Cinsellik de aynen böyledir işte. En önemlisi kendimizin ve diğer insanın bedenindeki her şeyi seversek, bedenimize ve diğer bedende ki duygulara içimizden geldiği gibi olumlu bir yaklaşım içindeysek ve tabi ki onun özerkliğine, kişiliğine ve eşsizliğine duyduğumuz sevgiyi de birlikte hissediyorsak, işte o zaman her algılayışın ve kendinden oluşan duyguların yaratıcı sevincini duyarız.

devamı için lütfen yüreğe tıklayın.

 

Giriş | İçerik | Sevgi nedir? | Şiirlerim | Hayatın İçinden | Sizin İçin | Sizin Seçtikleriniz | Resimler | Meral Kim? | Linkler | E-Karts| E-mail

Designed by S.M.A © meral@meralinsevgisi.com

Meral'in Sevgi Sitesi Sevgi insanın sahip olduğu en kutsal güçtür...