Meral'in Sevgi Sitesi

Giriş | İçerik | Sevgi nedir? | Şiirlerim | Hayatın İçinden | Sizin İçin | Sizin Seçtikleriniz | Resimler | Meral Kim? | Linkler | E-Karts| E-mail

Geri

Efsane 7

İleri

Sevgi, sevgi vermek ister, desteklemek, şefkatli olmak, dikkat etmek ve saygı ister...

                                SEVGİ

  

Efsane 7

"Kıskançlık sevgiden ötürü vardır" yani "seven kıskanır" düşüncesi

"seven kıskanır" sözü çok söylenir ve hemen arkasından da "buna karşı ne yapabilirim?" diye sorulur. Kıskançlık günlük hayatta alışılmış bir şeydir ve biz bununla hem hayatımızı hem de sevgimizi zorlaştırırız. Biz kıskançlığı sadece sevginin   kabullenilmesi gereken bir parçası olmasına rağmen değil aynı zamanda da kendisinden  kurtulunulması  gereken bir durum gibi görüyoruz burada.

Kıskançlığı yenebilir miyiz?   Hayır, zira bu hep bir mücadele, ruhsal bir uğraş olacak ve sonuçta karşı koyma tekniğine dönüşecektir.

Kıskançlığın nedenlerini araştıralım önce. Kıskançlığın arkasında saklanan,sevileni yitirme ve artık sevilmeme korkusudur, çünkü başka bir insan araya girecek ve benim "sevdiğim şeyi" ya da onun sadece bir kısmını elimden alacaktır.

Pek çok insan eşlerinin hobilerini bile kıskanabilir ve onun  tüm zamanını ve düşüncelerini kendisiyle doldurmasını ister. Bu eşin kendisinin dışında hemen hemen hiç bir şeyle meşgul olmamasını isteme arzusunun nedeni, o eşin herhangi bir uğraşında, örneğin spor vs. gibi, geçici de olsa mutlu olacağı ve kendisinin buna katılamayacağı korkusundan ileri gelir. Aşırı kıskanç kişi, eşi sevdiği bir şeyle meşgul olursa, onu kaybedeceğinden korkar kısacası. Yani eşinin sadece başka birisiyle yaşadığı erotik bir ilişkiyi değil, onun her türlü sevgisini kıskanır. Bu aşırı kıskanç davranışta, özellikle egoist bir yapıyı tanımak mümkündür ve aynı zamanda da eşini yeterince kendine bağlayamamış olmanın aşırı korkusu yatmaktadır. Ayrıca, bu aşırı örnekte böylesine sahiplenilmiş kişinin üzerinde baskı da görülmektedir. O kişi, böyle bir sevginin altında ezilmiş, bağlanmış ve kişiliğini geliştirme özgürlüğünden mahrum bırakılmıştır.

Kıskançlık sadece karşı cinsten kişilere karşı duyuluyorsa ki bunun böyle yaygın olması ve herkesin bu kıskançlığı tanıması, hem kendinde, hem de başkalarında yaşamış olmasından ötürü daha normal gibi kabul edilir. İşte bu yüzden kıskançlık kabullenilebilir ve ruhsal olarak normal ve sağlıklı diye düşünülebilir. Bu durum öylesine yerleşmiştir ki pek çok insan bunun üzerine fazla eğilmez, zira bu anlaşılabilir, hem kendileri de böyle hissetmektedirler ve bu duyguyu eşlerinde de kabul ederler, öyle ya, bu sevgiyle ilişkilidir şüphesiz. Fakat biraz daha derin düşünülürse ve tüm bilinen faydaları bir kenara bırakılırsa, sevgi, yakın olmak, şefkatli olmak, dikkatli olmak ve saygı duymak gibi doğrudan doğruya kıskançlıkla bağlı olmayan ruhsal bir olaydır. başlangıçta bu insanı sadece sevmek ve ona sevgimi vermek isterim; ne ona sahip olmak, ne onu değiştirmek, ne de kısıtlamak gibi bir amacım vardır. Sevgi, vermek ve destek olmakla başlar önce. Sonra almak ve  desteklenmek arzusu çıkar ortaya. Bu arzu yerine gelirse, ve bu çift birbirlerine sevdiklerini belli ederlerse, işte o zaman pek çok insanda sahip olma duygusu devreye girer. "Onu seviyorum, o da beni seviyor, o bana, ben ona aitim" gibi. Lakin bu sahiplenme duygusu çok büyük bir hatadır ve kıskançlığı doğurur ve bu da her iki taraf için büyük ruhsal acıları ortaya çıkarır. Sahip olma arzusu kapitalist bir toplum yapısında anlaşılabilir, zira böyle bir toplumda büyüyen her kişi için, mülk düşüncesi, yani sahip olunan şey, kalıcı izler bırakan bir tecrübedir. Tüketim mallarına sahip olmak çok doğal bir haktır ve bunu sevilen şeye, kişiye taşımak da doğaldır, çünkü her sevginin evlilikle sonuçlanması istenilmektedir ve  birlikte edinilen mülkün kullanıldığı bu beraberlik bir çeşit ekonomik beraberlik sayılır. Burada unutulmaması gereken şey şudur: Sevginin doğal ve gerçek haliyle 'mülk ve mülkün yönetilmesiyle' hiç bir ilişkisi yoktur.  İki insan, birbirlerine  sahip olmak istemeden ve sadece kendilerini görerek, yani bir diğerini 'satın alınacak  bir mal gibi görmeden' beraber olurlarsa, bu sevginin saf hali ve en güzel şeklidir.

Bizler sevginin kişilik pazarındaki mallarıyız. Eğer kızlar ve kadınlar çekiciliklerini denemek için süslenmişlerse, erkekler de statü sembolleriyle hava atarlarsa, durum böyledir. Lütfen karıştırılmasın, ne kadınların güzel olmak için süslenmelerine ne de erkeklerin araba kullanmaktan zevk aldıkları için araba almalarına karşıyım. Çünkü yaşama sevinci sağlıklı bir ruh için en önemli ön şarttır. Ben sadece yaşama sevincinin ötesindeki amaçlara, yani 'kendini daha iyi satabilmek' düşüncesine karşıyım. Kendini böyle satan zaten satılmıştır da. Nitekim, hem kendinin, hem de eşinin kıskançlıklarıyla karşılaşması kaçınılmazdır. Bunların yanı sıra, bir de bilinç altında yatan ayrı olma, ayrı kalma korkusu rol oynar bu durumda. Bu da çocukluk dönemi gelişimiyle bağlantılıdır. O zamanlar duyulan ebeveynlerini kaybetme korkusu, yaşanan ilk korkudur. Gerçi bu da mülk güvencesi düşüncesiyle bağlantılıdır. Bunun yerine, anne ve baba çocuklarını gerçek sevgiyle büyütseler, böyle bir korku yaşanmaz. Ama çoğu kez sevgi ihtiyacı olan çocuk güvende olmak için, insanlara, dünyaya ve kendine karşı geliştirmek üzere ihtiyaç duyduğu varolma sevgisini alamaz. Bu güvensizlik ilerde eşe karşı da duyulur ve onu kaybetme korkusu hep yaşanır. Zira ne kendinin, ne de karşısındakinin sevme becerisine güveni vardır artık. Sevgi eksikliğiyle yapılan  çocukluk deneyimleri, madde, tüketim ve sahip olma düşüncesiyle karışır ve çok doğal gibi gözükür; sevgiyi bir mülk olarak kaybetme korkusu duyulduğu için hem kendinde hem de eşte kıskanç davranışlar baş gösterir

Sevgide mutlu olmak isteyen kişi iki şeyi düşüncelerinden uzaklaştırmalıdır: Biri, yeterince sevilmeme korkusu, diğeri de sevilene mülk gibi sahip olma arzusu.

"peki bu nasıl olacak?" diye soranlar çıkacak. Eğer ruhun derinliklerinde korku ve sahip olma duygusu böylesine yerleşmemişse cevap çok basit: Sevginize yoğunlaşın, sadece sevginize!

Sevgi, sevgi vermek ister, desteklemek, şefkatli olmak, dikkat etmek ve saygı ister. Buna yoğunlaşırsanız sevebilir ve bu sevgiyle mutlu olabilirsiniz. Kim sahip olmak ister ve korkarsa, sevme becerisini zayıflatır ve her şeyi kaybeder.

Devamı için lütfen düğmeye tıklayın:

                            Fond creation: Chante Lune

Giriş | İçerik | Sevgi nedir? | Şiirlerim | Hayatın İçinden | Sizin İçin | Sizin Seçtikleriniz | Resimler | Meral Kim? | Linkler | E-Karts| E-mail

Designed by S.M.A © meral@meralinsevgisi.com

                Meral'in Sevgi Sitesi